İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | high price i. | yüksek fiyat | ||
The public health argument, that is, that higher prices reduce smoking, has also been wheeled out. Halk sağlığı argümanı, yani yüksek fiyatların sigara içmeyi azalttığı argümanı da öne sürülmüştür. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | high price i. | yüksek fiyat | ||
Nick complained to me about the high prices in Tokyo. Nick, Tokyo'daki yüksek fiyatlar hakkında bana şikâyette bulundu. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | pay a high price f. | çok fazla para ödemek |
Genel | pay a high price f. | dünyanın parasını ödemek |
Genel | pay a high price f. | pahalıya mal olmak |
Genel | stand at a high price f. | fiyatta yüksek olmak |
Genel | keep the price high f. | fiyatı yüksek tutmak |
Speaking | ||
Konuşma | your price is high expr. | fiyatınız yüksek |